2,5 milyar dolarlık gelir terörden Suriye yönetimine geçti

Suriye'de yıllardır süren iç savaşın ardından, ülkenin enerji kaynaklarının kontrolü konusunda önemli bir gelişme yaşandı. PKK'nın Suriye kolu olan YPG'nin kontrolünde bulunan petrol ve doğalgaz sahaları, Suriye hükümeti ile yapılan anlaşma sonucunda Şam yönetimine devredildi.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki petrol ve doğalgaz sahalarının büyük bir kısmı, uzun süredir YPG'nin kontrolü altındaydı. Bu bölgelerdeki enerji kaynaklarının yönetimi, YPG'ye yıllık yaklaşık 2,5 milyar dolar gelir sağlıyordu. Özellikle Deyrizor ve Haseke illerindeki Ömer, İzbe, Tenek, Koniko, Süveydiyye ve Rumeylan gibi büyük petrol ve gaz sahaları, YPG'nin elinde bulunuyordu. Türkiye için stratejik bir öneme sahip Bu gelişme, Türkiye'nin enerji güvenliği ve bölgesel politikaları açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Suriye'deki enerji kaynaklarının kontrolünün Şam yönetimine geçmesi, Türkiye'nin bölgedeki enerji stratejilerini yeniden değerlendirmesine neden olabilir. Özellikle, Suriye'deki petrol rezervlerinin ülkenin kuzeydoğusunda yoğunlaştığı ve bu bölgelerin Türkiye'nin yıllık petrol ihtiyacının yarısını karşılayabilecek kapasitede olduğu düşünüldüğünde, bu değişim Türkiye için stratejik bir önem taşımaktadır. Bölgedeki Güç Dengeleri ve Gelecek Senaryoları Enerji kaynaklarının kontrolünün el değiştirmesi, bölgedeki güç dengelerini de etkileyebilir. YPG'nin yıllık 2,5 milyar dolarlık gelir kaynağını kaybetmesi, örgütün finansal kapasitesini zayıflatabilir ve bölgedeki etkinliğini azaltabilir. Öte yandan, Şam yönetiminin enerji kaynaklarını yeniden kontrol altına alması, Suriye'nin ekonomik toparlanması için bir fırsat sunabilir. Bölgede gerçekleşmesi beklenen ve illegal yapılara güç kaybettirebilme ihtimali yüksek olan bu konular Türkiye'nin uzun süredir beklediği gelişmeler. Türkiye'nin Suriye'deki toplumsal barış, huzur ve refah taleplerinin yanında teröre de geçit verilmeyen bir Suriye talebi bütünüyle gerçekleşmeye başladı. İran ve İsrail'in istemediği sonuçlar Suriye'de toplumsal barışı zedeleyecek hamlelerin ortaya konulması İsrail ve İran'ın kendi politikalarına zarar veren süreçler olarak ortaya çıkıyor. Özellikle toplumsal refahı tehdit eden unsurlar İran kaynaklı ortaya çıkarken bölgede istikrarsızlığı de terör yapılanmalarıyla birlikte İsrail'in destek olduğu açık bir şekilde ortadaydı. Özellikle Esad'ın kendi iktidarını korumak amacıyla YPG/PYD'ye petrol ve doğalgaz yataklarının bir bölümünü bırkamış olması yine örgüte açık bir şekilde verilen finans desteğiydi. SDG ve Suriye yönetiminin masada bir araya gelip anlaşmaya varması yine İran ve İsrail genelinde rahatsılık oluşturan bir konu olarak ortaya çıktı.